Aşkına nasıl şahidlik edelim ey Seyyid !..
Nasıl anlatalım seni,,biz günahkar..
Biz şehadeti isteyen ve sadece dil döken günahkarlar..
Nasıl anlatsak şimdi seni..
Yetmezki diller,sayfalar,satırlar..
Sen ey onurlu ve temiz ölü !
Ey güzel ömürlü,aydınlık yüzlü…
İnan ki ölümünde hayat gömülü..
Ve fakiriz yokluğundan ötürü.
İnan ki yetimiz..
Yitirdik sanki gülümüzü..
Sen bir güldün,,Şehadetin solmaz gülü..
Ve Sen, Ey Kahire topraklarında filizlenen fidan..
Çölde yetişen bir gül gibisin
Sen Mısır’dan yükselen ses..
Sen sessizliğin içinden sıyrılan hoş gürültü..
Susuz topraklara yağan yağmur gibisin..
Daha ne diyelim ki,
Varmıyor dilim inan,seni anlatmaya..
Ben aciz,,ben günahkar..
Sevdası büyük ama eylemi olmayan günahkar..
İnan ki yetimiz ey Şehid !..
Hasretiz o aydınlık yüzüne..
Ne zaman kelimeler taşısa kulağımıza ‘’ZİNDAN’’ı..
Hatırlarız zindanda parlayan ışığı..
Hatırlarız seni.. Ey Şehid !..
Nasılda göze çarpıyor demir parmaklıklar arasından ışıltılı gözlerin..
O gözlerin neler gördü kimbilir..
Ne diyelim..daha ne diyeyim..
Başka kim güzel ayırmış HAKK ile batılı..
Kim karşı koymuş batasıca batıya bu kadar..
Kim savunmuş davamızı bu kadar..
Yolladılar seni kafir topraklara..
Belki olurda,vazgeçersin diye..
İslami düşünceden sıyrılırsın diye..
Ama yok !... ASLA !
2 cihan bir araya gelse döndüremez yolundan asla..
Kim var senden başka..
Hakkı hakk bilip böyle güzel sarılan,,
Batılı batıl bilip nefretle sakınan..
Kim var ?..
Hasretiz nur yüzüne,yürek ferahlatan sözlerine..
Güzel adının başına ŞEHİD koymadan olmuyor..
Öyle güzel bütünleşmişsinki eşsiz sıfatında..
Başka kim bu kadar güzel anlatır şehidliği,,senden başka..
Kim birleştirir bu kadar güzel,
İMANI ve CİHADI !
Sonra kapatıverdiler seni zindanlara..
Hapsettiler,,ama sadece bedenini..
Yüreğin kuşlar gibi özgürdü..
Hür düşüncelerin vardı..
EY SEYYİD ! SEN HÜRSÜN DEMİR PARMAKLIKLAR ARDINDA !..
Sonra salıverdiler seni..
Ama baktılar ki Seyyid daha bir bilenmiş,
Daha sıkı sarılmış davaya..
Yok!.. Yok olmaz ! Seyidi serbest bırakmak olmaz..
Ve yine zindan yine kelepçeler..
Ve az bir zaman sonra tebliğ edilen İDAM KARARI..
Onlar göremiyolar ki,davandaki sağlamlığı,
Gözlerindeki ışığı,
Göremediler..
Tağutun şartı senin özür dilemendi..
Ve bir daha İslami çalışmalara girmemendi..
Nasıl olurdu ki bu,
İslam’ın Güneşi nasıl dururdu İslam’sız..
Ve çok net bir cevap ! Sert..
‘ASLA BATILDAN MERHAMET DİLEYECEK KADAR ALÇALMAM !’
Nasıl teperdin bu fırsatı..
Dünyanın en güzel sonunu,,
Şehadeti..Nasıl geri çevirirdin..
Oysa ne güzel anlatmıştın şehidliği,şehidleri..
Şimdi bir adım kala nasıl geri çevirirdin şehadeti..
EY KUŞANMIŞ ŞEHADETİ !..
Adımlar sağlam ve baş dik..
Vakarlı duruş,gözler sabit !..
Adımlar bu kez en güzel yere..
Firdevs’e..
Haydi git var cennete..
Öteler sana hazırlanmış,git Firdevs’e..
Ve biri daha kaydoldu şehidler defterine..
Biri daha canıyla kazıdı adını !..
Gittin..66’nın Ağustos’unde gittin..
Kardeşlerini yalnız koyupta gitti..
Yetimiz..
Yitirdik sevgiliyi..
Yetimiz..
Ve öylesine istekliyiz..
Bir şehadet yolcusu olmak,
Varmak..uçarak Rahman’a varmak..
DAVAYI DAĞLARA KANLA KAZIMAK !..
